2022 Yılında şehit haberleriyle her an sarsıldık. İnşallah şer odakları 2023 yılında silinip tarih olacak. Eski yılı geride bıraktığımız şu günlerde o yüzden çok üzgün ve moralsiziz.
Aslında, 2022 yılı geniş ve kapsamlı başlamıştı. Pandemi dönemi yavaşlamış, insanlarımızda oluşan ölüm korkuları bir nebze de olsa yavaşlamıştı.
Yaşama sevinci ile yarınlara hazırlanırken, bu sefer piyasalarda oluşan aşırı fiyat artışlarının altında ezilen vatandaşlarımızın feryatları içimizi titretmeye başladı.
Özellikle marketlerde oluşan fiyat istikrasızlığı, hükümetimizin önlemleriyle son bulur sanırım.
Fiyat artışları bazı vicdansız ticaret yapanların günübirlik ve saat aralıklarında değiştirdikleri etiketlerle doymak bilmeyen bir alış-verişin kapılarını açtı.
Yıllardır gittiğim yerel pazarlarda dahi bu gibi açgözlüleri örnek alanların fazlalığıyla karşılaşıyorum, insanlar onların vicdanına sığınmak mecburiyetinde kalıyor.
Geçen sene BEŞ lira olan hurma bu sene OTUZ lira !
Yani anlayacağınız kendi tarlasından ve bahçesinden getirdiği meyve ve sebzeleri sanki İstanbul’da bulunan bir manavın fiyatlarıyla eşdeğer satarak, haksız kazanç elde edenler gittikçe artış gösteriyor.
“Bu bir furya, bugün ne tokatlarsam kârdır” diyen zihniyetleri görmezden gelen bizler, onların ikna güçlerine güvenmekle duygu sömürüsünün tam ortasında kalmaktan başka çaremiz kalmıyor.
Halbuki, geçtiğimiz bir yılda memleketimizde gözle görünür neler oldu ve beklentilerimiz ne şekildeydi diye düşündüğümde, çok ümitli beklentilerim olmuştu.
Burada devletimizin yalnız bırakıldığı düşüncesindeyim.
Oysa sivil toplum örgütleri dediğimiz başta Ticaret ve Sanayi Odaları ve diğer Odalar, kendi içlerinde örgütlenerek piyasada kendi başlarına fiyat istikrarsızlığı yapanlara karşı önlem mekanizmaları kurabilirler, ama, nerede öyle düşünceler ?
Onların seçimleri renkli, onların kamuoyuna açılmaları renkli.
Vatandaşın feryatlarına duyarsız kalmaları çok acı. Onlar o yemekten bu yemeğe, o toplantıdan bu toplantıya gitmekten piyasaları gezmeye fırsat bulamıyorlar.
Ne diyelim sağlık olsun.
Fatih Tosyalı başkanımız sabah namazının ardından memleketin içlerine kadar uzanıyor. Şehri güzelleştirmekle meşgul.
Geceleri özellikle çarşı ve sahil, kordonboyu rengarenk yanan ışıkların altında eşsiz güzellikte, elinden geldiğince memlekete bir şeyler yapabilme telaşında.
İnşallah Ziraat Park ve Millet Bahçesi bir an evvel biter, vatandaşlarımız da gezinecekleri yerlere kavuşur.
İskenderun’da yaşayanlar olarak memleketimize bakış açımız olumlu. Daraltılmış bir şehirde daha ne bekleyebiliriz ki.?
LİMAK gece gündüz çalışıyor. Vinçlerinin sesi vatandaşı rahatsız mı ediyor ? Onlara göre rahatsız etmiyor sanırım. Ama vatandaş bağırıyor :
“Gece oldu mu evlerimizde rahatsızız ! Bu acayip sesler bizleri uyutmuyor !”
Ama ne duyan, ne de onların bu sorunlarına çare olan var.
İskenderun daha Adana’dan gelecek olan suya kavuşamadı. O şöyle diyor, bu böyle diyor. Vatandaşlar bu konuda uyutuldukça uyutuluyor. Bir delikanlı ortaya çıkıp demiyor:
“Kardeşlerim biz sizleri zamanında aldattık. Çatalan – Matalan diye bir su yok. Hepsi bir hikâyeden ibaretti. Hikâye güzel başladı, hazinle sonlandı.’’
Devlet zarar etmiş kimin umurunda. Siyasilerin derdi 2023 seçimleri.
Ben şunu yaptım, bunu yaptım hikayelerini yeniden dinleyeceğiz. Artık içimiz nemlendi. Hadi oradan ! deyip geçecek ve sil baştan yeni hikayelere odaklanacağız.
Şu günlerde, hayatımız Borsa’ya endeksli gibi, bazen olumlu gördüğümüz gelişmeler, bazen de birdenbire olumsuzluğa dönüşüyor.
Sonra bir ümitsizlik sarıyor dört bir yanımızı ve beklemeye başlıyoruz memleketçe. Başka beklentilere doğru sıkışıp kaldığımızda, gündem başka şeylere doğru kayıp gidiyor. Buna da koskoca bir KADER demek geliyor.
Dünya, ekonomik krizi 2022 yılında iliklerine kadar hissetti.
Döviz, altın aldı başını gitti. Hâlâ çalkalandıkça çalkalanıyor. Bulgaristan Levası Türk parası karşısında On TL olursa söyleyecek söz de bulamıyorum. Adamlar keyifle Edirne ilimize gelip katır yüküyle aldıklarını az bir leva ile memleketlerine götürüyor. Sonucu nasıl şekillenecek bilmiyoruz.
Hayat pahalılığı düşer mi ? Cumhurbaşkanımız “düşer” diyor. Maliye Bakanımızın da görüşleri aynı. İnşallah dedikleri gibi olur.
Türkiye’nin geleceğine umutla bakan ekonomistler iyimser.
Bir tarafta fabrikalar kurup sanayimiz güçlenirken, diğer tarafta elimizdeki avucumuzdakiler Güneydoğu’ya doğru akmakta. Kolay mı oralarda asker beslemek ve vatan topraklarına sahip çıkmak. Her harekâtın faturası milyonlarca dolar.
Makalemin başında dediğim gibi, şu terör belası bitmeden bizlere rahat yok!
Teröre harcananlar ve aynı zamanda tesis, yol, baraj ve köprüleri yapmak o kadar kolay değil. Harcanan tüm bu paralar biz vatandaşlarımızın ceplerinden çıkıyor.
Pazara ve marketlere giden vatandaşlarımızın artık gittikleri yerlerde rahatça alış-veriş yapabilmelerini tüm kalbimle temenni ediyorum.
Çok hareketli bir ülkemiz var. Bugünkü gündem yarın başka gündemlerle unutuluyor.
Aç ta kalsak Mehmetçiğimize helâl olsun bu güncellemeler.
Dünya’yı saran iklim bozukluğu her geçen yıllarda, kendini daha etkin şekilde gösteriyor. İnsanlık çok değişik olaylar karşısında naçar.
İklimler konusunda her türlü özverili çalışmalar hedefine ulaşacak mı? Sanmıyorum.
Arada bir gündeme getirdiği “Hassa Tüneli” için AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman bir toplantıda “bu işler bitti” derken, bekledik ses çıkmadı.
Son günlerde bu sefer AK Parti Hatay Milletvekili Abdulkadir Özel “TAMAM” dedi.
Haydi hayırlısı olsun. Merakla ilk kazmanın vurulmasını bekliyoruz !
2023 Yılı tüm ulusumuza hayırlar getirsin.
Pandemi döneminde çok canlarımız bizi bıraktı gitti. Onlara rahmetler diliyorum. Yüce Allah bizlere yardımcı olsun.
2023 yılı bereket getirsin, üzüntüleri silsin süpürsün.
Nuri Erdener (Nam-ı diğer, Boksör Nuri)
