Geçtiğimiz günlerde elime bir siyasi anket soru formu geçti. Anket formunu incelediğimde, inanın baştan aşağıya soğuk duş almış gibi oldum.
Bazı dürüst anket yapanların haricinde genelde sosyal mecralarda bit gibi üreyen ve kendilerini anket profesörü gören kişilerin bazıları, bastırdıkları ve yazıp çizerek kendilerince form düzenlediğini sanan anket şirketinin biri, bastırdığı anket sorularıyla kafamı bayağı karıştırdı.
Anketin düzenleme tarihi 2023 yılında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine göre ayarlanmıştı. Ayrıca yerel yönetimleri belirleyecek siyasi partilerin bugünkü durumlarının ne olacağı ile ilgiliydi.
Seçimlere katılacak siyasilerin ilgi kanaatlerini tespit etmeyi amaçlayan bu araştırma formunu okuyup incelediğimde, karşıma mevcut hükümetin içinde bulunduğu siyaseti görmeden tek taraflı değerlendirme yapmaları, ister istemez kafa karıştırıcı şekildeydi.
Çok hassas konulara da değinilmiş.
Beni vatan evimde acımadan çoluk çocuk, ihtiyar genç demeden, can evimden vuran şer odaklı teröristleri içinde barındıran HDP konusunda iyimser tavırlarıyla anketi süslemeleriydi.
Anketörlerin kim veya kimler tarafından görevlendirildiği açıkça ortada. Onları anlamamak vatana ihanettir.
Elimde herhangi bir siyasi partinin belge niteliği taşıyan evrakları olmadığından, makalemi önyargılı olarak bağlamak istemiyorum.
Sosyal mecrada saati belirsiz zamanda yayınlanan, mesaj niteliğinde oluşan bildirimler, belli bir zamandan sonra silinip kaldırılıyor. Onların bilinçli yaptıklarının anlaşılamayacak bir tarafı yok. Tek arzuları, vatandaşlarımız arasına nifak sokup çekilmek.
Anket için düzenlenen maddeleri okuduğumda irkildim ve bunların bu kutsal vatanı bölmek için yaptıkları karşısında yaptırım yapılmamasına üzüldüm.
Kendi özümüzü çağrıştırmayan sorularla süsledikleri sözde anket formları tam manasıyla bölücü bir çağrışımın masumane serzenişleri !
Milletler, kültür değerlerine sahip çıktığında değer kazanır. Bir millet kökten gelen ananeleriyle var olur. Azınlıkların yarattığı sanal güç gelip geçicidir. Özgürlüklerini başarılarla kazanmış köklü devletler yüzyıllar boyu ayakta kalır.
Ağustos ayı Türklerin milâdıdır. Malazgirt meydan savaşının 951’inci yıldönümü. Sultan Alparslan ve şehitlerimizi minnet ve rahmetle anıyorum.
Dünya insanlığına binlerce yıl yön veren Türk ırkını her daim ortadan kaldırmak isteyen iç ve dış düşmanlarımızın varlığıyla yaşıyoruz. Kendini bu vatana lâyık görmeyenlerin saçma sapan anketlerine inanmak, tümüyle cehalet kesiminin inanacağı yön olarak görüyorum.
Kendini bu kutsal vatanın üstünde gören sözde demokrasi aşıklarının yapı fizyonomileri asla varlığımızla ötüşemez.
Yüce kurtarıcımız Mustafa Kemal Atatürk, büyük savaş sonunda bu vatanda yaşayan azınlıkların hepsini vatandaşımız olarak kabul etmiş ve onları yurdumuzun parçası olarak görmüştür. Birlik ve beraberliğimizin asıl temel taşının sırrı da budur. Mevcudiyetlerini ilelebet devam ettiren devletler asla çöküntüye uğramaz. Yapılan anlamsız anketlerle kazanılmış denilen değerlerin o yüzden hükmü yoktur.
Toplumda yaşayan kişileri değişik form ve kimliklerle anmanın anlamı olmaz olamaz. Sözlü ve yazılı anketler ciddi kuruluşlar tarafından yapıldığında değer kazanır. Her ne kadar sonuçlara yaklaşsalar bile bazen araştırmaları tutmaz. Çünkü belli bir kararla seçim sandığının başına giden yurttaşımız bir anda eli kalbinin sesini dinler ve şartlanmışın dışında oy kullanır.
Kurtarıcımızın şu sözü aslında onlara tek cevaptır. “Kültür zeminle orantılıdır. O zemin milletin karakteridir. Ulusal benliğini bilmeyen milletler, başka uluslara yem olurlar.”
Kurtarıcımızın derin ifadelerinin altında bizlere verdiği önemli mesaj; Türk ulusunun birlik ve beraberliğinin kaybolmaması üzerine söylediği kesin sözdür.
Azınlık kültüre sahip vatandaşların yaşam alanı Anadolu topraklarıdır. Bu topraklar üzerinde yaşayan insanların tümü birbirine eşittir. Birileri ortaya çıkıp toplumsal konuşamaz ve bir geneli asla temsil edemez. Kendilerini bir milletten üstün gören kişilere itibar edilmez.
Toplumda var olan kültür farklılıklarına ise farklı kültürler denir. Her millet kendi içinde farklı kültürlere sahip azınlıkları barındırabilir. Azınlık yaşadıkları tüm toplumu temsil edemez.
Türk Milleti kendi örf ve adetlerine sadık kalmış bir millettir. Asırlar boyu medeniyetlerini kendi bünyelerinde barındırmış ve diğer milletlerden üstün kılmıştır. Türkiye, her kültürle yaşamış ve yaşamaya devam eden, özlenen ve imrenilen bir ülkedir.
Şu günlerde ellerine anket paçavralarını alarak kapıları aşındıran değişik anketörlere kesinlikle rağbet etmeyelim !
Nuri Erdener (Nam-ı diğer, Boksör Nuri)