Dr. Fahrettin Cüreklibatur…

Harçlıklar biriktirilirdi bizim neslin çocukluğunda.

Yazlık sinemada açık havada, tahta iskemle üzerinde filmlerini izlemek amacıyla giriş esnasında yarısı yırtılacak kağıttan bilet almak için.

Yine kalırsa, sarı gazoz, eski gazete, eski kitap – defter yaprağından külah içine bardak hesabı konan çekirdek, leblebi almak için.

Senaryosu kahramanlık olan filmleri hayretle ve gurur duyarak, komedi olanları mutlulukla ve gülerek, imkânsız aşk olanları hüzünle ve gözlerimiz yaşararak izlemek için…

Öyle etkilenirdik ki, kahramanlık filmleri sonunda ondan öğrendiğimiz hareketleri sokakta uygulamaya çalışırdık.

Hayallerimiz çok büyüktü, 1,5 metre yükseklikteki duvarlardan atlardık, tahtadan kılıç, taştan tabanca, uzun sopalardan at, eski bezlerden pelerin yapar, bizler de kahraman olmaya çalışırdık.

Kahramanlığı, kahpeliği, fakir ve zengin farkını, karşılıksız sevgiyi, büyüklere hürmeti, ailenin kutsallığını; asıl mesleği – doktorluğu ikinci plana atıp, sinema oyuncusu olan Cüneyt abi gibilerinden öğrendik.

Masadan kalkıp gitti, sonsuzluk yolculuğu için.

Kalan bizlere bıraktıkları hatıralar biz de o yolculuğa çıkana dek beynimizin bir lob’unda arada bir kendini hissettirmeye devam edecek.

Eyvallah Cüneyt abi…

Allah’tan geldik, O’na döndürüleceğiz.
Allah rahmet ve mağfiret eylesin.

Ali Gez

Paylaşın...

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *