Geçtiğimiz gün Hatay Bağımsız Gazeteciler Cemiyet Başkanı Neşet Alkan ve beraberindeki Yönetim Kurulu üyelerine, nezaket ziyaretinde bulunan eski Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Dönen. Cemiyet bürosunda yapmış olduğu sohbetlerinde, bölgemizin ve Türkiye’nin içinde bulunduğu son durumlar ile komşularıyla ilişkiler konusunu incelediğimde, yapılan yanlışlar sonucu hep birlikte sıkıntılara sürüklendiğimizden bahsetti.
“Türkiye kolayına bu durumlara gelmedi sözü” ise çok düşünülecek ve ders çıkartılacak nitelikte ifadesini kullanan Mehmet Dönen’in,
“Önemli olan geçmişini bilmeyen geleceğin planını yapamaz derken, Yüce kurtarıcımız Mustafa Kemal Atatürk, yeni Türkiye’yi inşa ederken, bu vatan uğruna Çerkez’i, Kürd’ü, Laz’ı, Alevi’si, Sünni’si, Gayri Müslimleri bir çatı etrafında topladı ve kurtuluşumuzun meşalesini yaktı.
Anlayacağınız bu vatan üzerinde yaşayan tüm toplumları birlik ve beraberlik içerisinde vatan savunması sonucunda, yüzyılımızın Türkiye’sini sağlam harçlar üzerine oturtturarak, yeni bir Türkiye yarattı.
Bizler Atatürk’ü anlayamadığımız müddetçe parçalanmaya doğru hızla ilerleriz.
Her şeyin başı demokrasidir.
İnsanların kimlikleri ayrıştırıldığında toplumsal kopuklukla başlar. Bunun Dünya’da örneklenmeleri çok. Hemen yanı başımızda bulunan Lübnan, Irak ve Suriye bu konuda parçalandı.
İnsanlarda kimlik sorunları tartışıldığında korkunç olayları da beraberinde getirir.
Şimdi bu parçalanan ülkeler eski durumuna gelir mi.? Artık çok geç. Onlar başka ülkelerin boyunduruğunda yaşam savaşı içerisinde olacaklar.
Ankara’da Cemevlerine akılsız biri tacizde bulundu. Esas konu bu tacizcinin arkasını araştırmak ve insanlarımızı birbirine düşürmek isteyenlerin kim veya kimler olduğu bulunmalıdır. Yoksa bu olayı yaratan kişi mekân basmaktan iki veya üç ay hapiste yatar çıkar.
Türkiye bugün bölgenin mihenk taşı durumunda olan bir ülke. İnsanlarımızı kimlikleriyle mezhepleriyle ayrıştırmaya devamlı kalkışacaklar. O yüzden, demokrasimizin elden gitmemesi gerekir. Demokrasimiz elden giderse işte asıl tehlike burada.
En basiti Bulgaristan bir zamanlar karmakarışık bir durumdaydı. Halk zulüm görüyordu. Zamanında, hükümetimiz yaklaşık 500 bin Bulgaristan vatandaşını ülkemize getirdi. Zamanla demokrasi Bulgaristan’da oluşunca 300 bin Bulgar ülkelerine geri döndü.
Irak, Suriye bir zamanlar bizlerin hükmü altındaydı. Kerkük, Musul ve Halep, Şam bizim vilayetimizdi. Yanlış politikalar oralarda yanlış yönetimlere sebebiyet verdi. İnsanlar kimlikleriyle anılmaya başlamasının ardından başka olaylar bu ülkelerin siyasetine bulaştı ve binlerce insan yurdunu bırakıp ülkemize ve başka ülkelere sığınma telaşında oldular.
Burada üstüne basa-basa söylemek istiyorum. Atatürk ile yurt kazanan ülkemiz insanları birbirine kenetlenmeli. Bir olmalıyız ve bizleri ayrıştıranlara karşı koymalıyız.
Diğer yandan adaletsiz bir ekonomi ile karşı karşıyayız. Üreten fabrika sahipleri esas aslan payını alıyor ama maalesef bu fabrikaya emek verenlerin adaletsiz ücret almaları tam sıkıntı yaratıyor.
Halbuki bu topraklar, hava ve su kimin ? Kimin olacak vatandaşların yani bizlerin. Vatandaşın toprağından suyundan havasından para kazananların adaletli yaklaşım içerisinde bulunması gerekirken, alınterinin gerçek karşılığını alamıyorlar.
Eskiden bir işçi tazminat aldığında ev ve araba alma gücü vardı. Şimdi alınan tazminatlarla, bu insanlar hiçbir şey alamayacak durumda.
Yanlış ekonomi programı neticesi, gittikçe insanlarımızın alım gücü zayıflıyor. Haber programlarında kreşe çocuğunu gönderemeyen öğretmenler ve çalışanlar kreş parasını ödememek için yıllardır çalıştığı işyerlerinden ayrılmak zorunda kalıyor. O çocukların geleceği nasıl olacak diye düşünmeden yoksun bir idarecilik anlayışıyla karşılaşıyoruz !” sözleri buruk şekilde ziyarete damgasını vurdu.
Hatay siyasetine yıllarını veren ve bir zamanlar Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı yapan Mehmet Dönen. karşılıklı sorularımıza içtenlikle verdiği cevaplar ile Hatay Bağımsız Gazeteciler Cemiyetini kendi siyaset açısından değerlendiren Sayın Dönen, yıllar geçtiği halde siyaset birikimi her ne kadar “ben siyaseti bıraktım ama siyaset beni bırakmıyor” dese de konulara bakış açısı bazen sıkıntılı, bazen de hoş sohbet içerisinde geçti.
Nuri Erdener (Nam-ı diğer, Boksör Nuri)
