Acilen oluşturulmalıdır. İleri gelenlerimiz ancak hiç vazgeçmeyip geri gitmeyenlerimiz önderliğinde. Resmi bir çatı altında !
Kendini İSKENDERUNLU diye tanımlayan ve hisseden herkesin de desteğiyle.
Ne yapılmalı bu lobi aracılığıyla?
Öncelikle “İskenderunluluk kültürü” tekrar hatırlanmalı, aşılanmalı.
Yeni kuşağa hem şehrin hem de insanımızın geçmişi anlatılmalı, yazılmalı, okunmalı.
Örneğin;
Demir Çelik Fabrikasının ilk yıllarında otobüslerle topluca çarşıya gelip giden RUS kafilelerini,
Aşkarbeyli dolaylarından başlayan, Sahil Evlere uzanan, unutulmaz kokusu, ısırdığında surat ve kol şişiren sivrisinekleriyle meşhur, yer yer balçık – sazlıklarla kaplı, kışın taştığında evleri sokakları çamurlu sularıyla basan kanalımızın geçmişini,
Faytonları, at arabalarını, damda cibinlik altında vıcık vıcık terle uyumaya çalışmayı, güvercinleri, tarlada parasıyla 3 tekerlekli bisiklete binmeyi, okulları, portakal çiçeklerinden kolye ve bileklikleri, kaldırıma kilim serip komşularla çay içmeleri, taşlı sokak oyunlarında düşüp diz kanatmaları, babaların işten dönüşlerini beklemeyi, bir elde sıcak müşebbek torbası taşırken diğer elde limonlu dondurma yalamayı, yani geçmişi.
Sonra da geleceğimize dair ihtiyaçları, planları, hayalleri anlatmalı, yazmalı, okutmalı…
Erzurumlulara imrenmişimdir hep. Yurdun çok yerinde dernek, hatta dernekler federasyonu çatılarıyla bir arada kültürlerini yaşar, yaşatırlar.
İşte tam İL muhabbetleri eşliğinde bugünlerde “İskenderun Lobisi“ne çok ihtiyaç var. Hemşehrimizin sesini işitip ortak haklarımızı savunmak, kültürümüzü gündeme taşımak, ilgili konularda bilgilendirip bilinçlendirmek, İskenderunlunun sesi olmak için.
Özlemle bekliyorum, ölmezsem görürüm inşallah…
Samimiyetle, Ali Gez