ÖZGÜR OLMAK…

Etrafıma bakıyorum her yerde özgürlük diye tutturan tutturana… Bazen düşünüyorum gerçekten de özgür değil miyiz diye !

Sabaha kadar sahil kenarında dolaşsam kim bana bir şey der? Devletin ve toplumun men ettiği şeyleri yapmaz isen kim senin yanına yaklaşır?

Acaba bu özgürlük denen ne gibi bir şey?

Hükümete veya idarecilere karşı kazan kaldırmak mı?

Silahı eline alacak, etrafına sıkacak, onu bunu öldürmek mi?

Şer güçlerin propagandasını yapmak mı?

Askerime devlet güvenlik güçlerine ateş etmek mi?

Bir devletin en yüksek idarecilerine küfür etmek mi?

Bu özgürlük denen şey, nasıl bir şey ben anlamıyorum! Cadde ve sokaklara bir çıkın gençlerimizin özgür giyimleri görmeye değer. Yaşı daha buluğa ermemiş genç kızlarımızın süslü püslü havalı giyim kuşamları bir yana, yetişmiş bayanların giyimleri bir yana. Bunun adı özgürlük ve demokrasi imiş.

Ekonomik sıkıntıya boğulmuş gençlerin evlenmeleri ayrı bir konu. İşin güzel olacak, evin – araban olacak., evin tüm donanımları tamam olacak, dahası evini rahatça geçindirebileceksin. Şu zamanda bunların her biri çoğu gençlerimizin hayallerinde kalıyor.

Gençlik, kızlarda da erkeklerde de aynı hormon düzeyinde.

Gençliğimde pavyonlar vardı. Pavyonlarda çalışan bayanlar öğleden sonra kuaföre gitmek için bir caddeden geçerdi. Onlar geçerken tüm esnaf onları seyrederdi. Şimdi giyim kuşamlara bakıyorum onların giydikleri bayağı kapalıymış. İşyerimin önünden geçenleri görüyor, inanın bakışlarımı kapatıyorum. Ben bir erkek olarak onlara bakmaktan utanıyorum ama onların hal ve hareketleri bayağı şekilde.

Yeni giyim şekilleri onlara yakışmıyor mu? Yakışıyor yakışmasına da, artı eski kutupları kısa devre yaptığı kesin. Korkunçluk tam da burada.

Kıskanç toplum olduğumuzdan dolayı cicim ayı bitince başlıyor kavgalar ve itişmeler. Sonuç vahim, bunca kadın cinayetlerinin altında, başta ekonomik geçimsizlik ve özgür giyim kuşam yatıyor.

İnsanlar çoğaldı, çoğaldıkça çoğaldı. Eski pavyonların yerine yeni kafeler ve müzik salonları doldukça doluyor. Hangisinin önünden geçseniz içerileri alabildiğine dolu. Hele birde geç saatte yolunuz oralardan geçtiğinde çok değişik, dramatik görüntülerle karşılaşırsınız.

Gençlerimiz alabildiğine özgür. Kimse dönüp onlara bakmıyor bile. Alkolün etkisiyle kendinden geçen gençlik karşınızda. Özgürlük ve demokrasi denen şey bu herhalde. Teknelere binip müzik eşliğinde özgürce dolaşıyorlar.

Niye buralara geldiniz diyen mi var? kuytu denilen yerlerde öpüşüp duranları üzgün seyrederken.

Niye bizi seyrediyorsunuz veya siz burada ne yapıyorsunuz diyen mi var?

Arsuz yolunun ıssız sahil kenarlarında sıra sıra duran araçlar. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar müzik açıp keyifle denizin dalgalarını mı seyrediyorlar?

Yalnız buralarda yaşanmıyor bu hadiseler, Türkiye’nin her yerinde daha açık şekilde yaşanıyor!

Özgürlük sahi nasıl bir şey? Bu özgürlüğü işte ben tam manasıyla bir türlü çözemiyorum…

Sahil boyu sabahları köpeklerini gezdirenlerle dolu. Çime pislemiş, yola pislemiş hiç önemi yok!

Bir zaman hayvana bakarlar, daha sonra bıkıp hayvanı kendi başına salarlar.

Özellikle yaz ayında yazlığına gelenlerde bir köpek – kedi hayranlığı başlar. Genelde çoğu evde yüzlerce liralar vererek aldıkları hayvanları yaz ayının sonunda ya yola salarlar, ya da bulundukları yerlerin etrafına sahipsizce atarlar.

Hayvan ya açlıktan ölür, ya da bir aracın altında ezilir. Acaba bu mu özgürlük?

Evlat isyankâr.

Ana, baba, büyük, küçük saygıları kaybolmuş, istedikleri gibi yaptıkları hareketlerde serbestler. Acı nedir, mücadele nedir, görmeden yarınları teslim edeceğimiz gençlerimiz yoksa bunlar mı? Yoksa yeni çağın hastalığı denilen özgürlük denilen şey bu mu?

Koskoca, şanlı bir devletin geleceğini bunlar temsil edemez diye korktum. Yanlarına varsam bu yaşta beni çiğ-çiğ yerler. Yaşıma bakmaz, kim olduğumu bilmeden bana saldırırlar.

Bunlar her yerde özgürlük diye bağırıyorlar! Acaba bunlar özgür değil mi? Bunlar saygıyı, selâmı unutmuş, geçmişini unutmuş, anayı – babayı unutmuş, ailesini unutmuş. Beyinleri yeni serüvenler algılıyor.

Ben ülkemde özgürce yaşıyorum. Bana karışan yok, “ne yapıyorsun?” diyen yok.

Özgürlüğü özgürce yaşamak isteyenlere artık bir lafım yok! Buyurun bu ülkede özgürlüğünüzü özgürce yaşayın!

Nuri Erdener (Nam-ı diğer, Boksör Nuri)

Paylaşın...

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *