AHİLİK HAFTASI YILIN HER GÜNÜ CANLI TUTULMALI !

KÜÇÜK ESNAF HEP HATIRLANMALI.

İSKENDERUN KUYUMCULAR ODASINI ALKIŞLIYORUM.

Ahilik Kültür Haftası nedeniyle bir dizi etkinlik başladı başlamasına da, bölgemizde saygın sivil toplum örgütlerinden olan İskenderun Kuyumcular Odası dışında, bu önem arz eden haftaya diğer odalardan ne bir katkı, ne de bir katılım olmadı.

Halbuki özellikle esnaf odalarımızı yakinen ilgilendiren Ahilik Haftası, onlar için normal bir gün gibi geçti ve gitti.

Antakya ve İskenderun esnaf odalarının geçtiğimiz yıllarda yaptıkları etkinliklerle deneyimli olduklarını biliyorum.

Her yılın bu haftasında, ‘yeniden eski kültürümüz önlerde olacak’ derken, inanın bu sene çok şaşırdım.

İskenderun Kuyumcular Odası, aslında tüm Oda ve sivil toplum kuruluşlarına İskenderun’dan örnek oldu.

Her ne kadar bazı nahoş dedikodular duysam da Kuyumcular Odası kendilerine yakışanı yaptı, tebrik ediyorum.

Bu makalemde gelin hep beraber “Ahilik ne demek?” bir inceleyelim.

Esnaflarımızın köklü geleceğini tasarlayan atalarımızın geçmiş faaliyetleri nasıldı?
İçinde bulunduğumuz yüzyılda nasıl?
Bakın sağa sola, hiç demiri döverek çıngıl çıkaran esnaf kaldı mı?
Veya esnaf kültürü dediğimiz ananelerimizin hangisi bugünlerde yerine getiriliyor?
Nerede Selçuklulardan beri gelen alınterleriyle kendi bedenini yıkayan esnaflar?

Kendi açtığı dükkanında çırak yetiştiren ustalar kalmadı, çünkü çıraklar kayboldu.
Nereye bakarsak bakalım süper ve devasa marketler.
Ahilik geleneğini yaşatan esnaflarımız, çıraklarımızla birlikte ortalıktan kayboldu. Kalan birkaç kişi de bugün – yarın kaybolacak.

Bazen kendi kendimizi kandırıp duruyoruz.
Terzi, bakkal, demirci, aktar, yoğurtçu, şekerci, basmacılardan hangisi tam faaliyette?

Selçuklulardan günümüze kadar esnafın güzel ahlâklı olmasına temel teşkil eden Ahi Teşkilatı’nın her daim hatırlanması ve bu konuda yılın her zamanı öğretici etkinlikler yapılarak şu günlerde bozulmaya yüz tutmuş örf ve ananelerimizin ahilik ile yeniden gündem yapılması toplumsal beklentimizdir.

AHİLİK ile ilgili deyim yerindeyse, ODALAR bir gün değil, her gün esnafın yanında olmalı.

Türk tarihinde ahilik geleneği esnafların yanında önemli yer tutar. Yüzyıllar boyu dini ve ahlâki temel bilgilerle donanan esnaf, vatandaşa sunduğu hizmetlerde yüzyıllardan beri gelen gelenek ve görenekleri temel alır.

Ahi Evran; (1171-1262) Ahiliğin kurucusudur. Ahlakla sanatın ahenkli birleşimi olan ahiliği çok itibarlı bir duruma getirmiştir.

Böylece, ahilik geleneği esnaf ve sanatkârlara yön vermiş, onların sosyal ve çalışma yaşamını düzenlemiştir.

Osmanlı zamanında Yeniçeri Teşkilatı‘nın kuruluşunda önemli rol oynamış, devlet adamları da bu kuruluşa girmeyi büyük onur kabul etmişlerdir.

İskenderun Kuyumcular Odası Başkanı Uğur Fırat’ın İskenderun Kaymakamı sayın Murat Sefa Demiryürek’e ahilik kaftanı giydirmesi eski geleneğimizle birebir bağdaştı.

Ahilikte en önemli unsur, halkın ekonomik durumunu iyileştirmek, onların meslek sahibi olmalarını sağlamak en önde çalışmaları olmuştur.

Ahiliğin temelleri o kadar sağlam atılmış ki, kuralları zamanın ve toplumun gereklerine ve gerçeklerine uyum sağlamıştır.

Ahilik, sanatın, ticaretin ve mesleğinin özünde olan kişilere, olgun kişilik, güzel ahlâk ve doğrulukla yoğrulan köklerinin bugünlere taşınmasıdır.

Ne yazık ki günümüze kadar çok çeşitlemelere uğramıştır.

Yüzyıllar boyu toplumumuzun sosyal ve ekonomik omurgasını oluşturan ahilik, çok önemli bir örgütlenme şeklidir.

İçinde bulunduğumuz bu anlamlı hafta vesilesiyle, günümüzde etrafımızda oluşan gerçekleri görerek, ahilik kurallarına daha sıkı şekilde bağlanılmalı. Etkinliklerde atalarımızın bizlere bıraktığı bu önemli mirasa sahip çıkmamızın gerekliliği vurgulanmalı.

Mesleği çıraklıkla öğrenemeyenlerin açtıkları işyerleriyle boğulan kitle var.

Etrafımızda yüksek öğrenim görmüş kişiler çoğaldıkça, tabandan işi öğrenemeyen yüksek okul mezunları yeni işyerlerinde çalışmaya başlayınca, çok uzun süre bocalayıp duruyorlar.

Ahiliğin temel taşı usta ve çıraktır. Bu ikisi birbirinden koptuğunda, esnaf denilen örgütler de yok olmaya mahkûmdur.

Bilim, ahlâk, akıl ve çalışma prensiplerine dayanan Ahilik Teşkilatı, yüzyıllarca karşılıklı sevgi, saygı, hoşgörü, dayanışma ve adalet bilincini taşıyan esnaf ve zanaatkârlardan oluşmuştur.

Ahilik geleneğinde, mesleğinde ehliyet sahibi olmayanlara asla ustalık icazeti verilmez!

Çalışma hayatının yanı sıra sosyal hayatın gelişmesine katkı sağlayan Ahi Teşkilatları. barışta devletine eğitimli asker hazırlamış, onların her türlü savaş teçhizatını üretmiştir.

Ahilik sadece iktisadi hayatı yönlendiren bir kurum olmanın ötesinde, ilkesinin en derin yerinde, “Vatan ve Millet Sevgisi” yatar.

Bu bağlamda bizlere düşen en büyük görev; Ahilik kültürüne ve geleneğine sahip çıkılmasıdır.
Esnaflarımızın geleceği açısından çırak, kalfa ve usta üçgeni yeniden ele alınmalı.
Çıraklar disiplinli şekilde ustalarının yanında yetişmeli.

Bu meyanda Ahilik haftasını en yüce duygularımla kutlarım.

Nuri Erdener (Nam-ı diğer, Boksör Nuri)

Paylaşın...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir