Denizciler’de evimin önünde birini bekliyordum. Yoldan geçen bir vatandaş durdu ve “sen gazeteci misin?” diye sordu. “Buyur?” dedim. “Şu yolun halini görmüyor musun? niye yazmıyorsun?” diye sordu, resmen fırça attı adam.
Attan inip eşeğe bineli 3 yılı geçti…
Sen kalk 15 yıl yaşadığın modern Kocaeli gibi metropolden gel, ülke ekonomisine her açıdan çok büyük katkısı olan, içinde Merkez Bankası Şubesi bile bulunan İskenderun’un kilitli parkeden yapılmış çukurlu, tozlu, toprak yollarıyla niye ilgilenmiyorsun diye sorgulan, fırça ye…
Vatandaş denize düşmüş, çareyi gazetecide arıyor…
Tam 2,5 yıldır yol, kaldırım, elektrik, çöp, kırık mazgal, çevre, sinek, park, trafik gibi vatandaşın hayatını ilk elden olumsuz etkileyen konularda haber yaparak, makale yazarak internet ortamında ses duyurmaya çalışıyorum.
Elimden geldiği, dilimden döküldüğü, klavyemin yazabildiği kadarıyla, yerine göre yüzyüze iletişim ile hem kamuoyu oluşturup gündem belirleme, hem de bilgilendirme – bilinçlendirme – ikna yöntemiyle cürmüm kadar etki oluşturmaya çabalıyorum.
19 Eylül’de İskenderun’un 20 Mahalle Muhtarı ile birlikte Diyarbakır’a gittim. Hayatımda yediğim en güzel ciğer kebabını o modern Diyarbakır caddelerinden sokaklarından birinde konuşlu bir lokantada yedim. İlk defa gittiğim Diyarbakır’ın modern semtlerinde kaymak gibi yolları, tertemiz sokakları görünce içimden “yahu buradaki yerel gazetecilere alt yapı, elektrik hatlarının yer altına alınması, yollar, kaldırımlar vs konulardan hiç ekmek çıkmaz” diye geçirdim. Hem ciğer mükemmeldi, hem de şehirleşme.
Ey bana fırça atan, DEVLETE VERGİ VEREN vatandaşım, ne yapayım?
Biliyorum senin sesini yeterince duyuramıyorum, ancak kulaklarını tıkıyorlar. Sen vergi veren vatandaşın sesini duyurmaya çalıştığımda KULAKLARINI TIKAYANLARA HAKKIMI HELÂL ETMİYORUM !
Senin alın terinden kesip verdiğin vergiyi kendisine ŞAN, ŞÖHRET, MENFAAT için çarçur edip senin taleplerini yerine getirmeyenlere, emek harcayıp senin sesini duyurmaya çalışmamı görmezden gelenlere, tekrar yazıyorum, hakkımı helâl etmiyorum.
Asfalt için yok şöyle yok böyle oldu, yok bilmem neee…
Ey yetkisini vatandaşın çözüm beklentisi yönünde kullanmayanlar !
Önümüz kış, yağmurlar başlayınca yine çukur haberleri yapmak istemiyorum. Yapın artık şu asfaltı bir an önce.
HBB Başkanı Lütfü Savaş’ın bugün İskenderun Belediye Başkanı Fatih Tosyalı ile birlikte 40 yıllık hatırı kalacak kahve içtiklerini okudum memnuniyetle.
Hele hele Türk Bayrağı göndere çekilirken gölgesinde birlikte İstiklal Marşı okududuklarını da duyunca herkesin içini bir umut kapladı, biliniz.
Dedim ki, acaba, şu mahalle içlerinde yolların asfaltlanmasında da HBB ile İskenderun Belediyesi ayrım yapmadan ortak çalışamazlar mı?
Haydi buyurun, her dört İskenderunlu’dan birinin yaşadığı Akçay-Karayılan arasındaki 14 Mahalle Muhtarlığının tüm yollarını ortaklaşa yapın, duacı olalım sizlere.
Aslında vatandaşın fırçası sizlereydi, vatandaştan aldım size pas ediyorum.