Eylül’ün ilk günleri. Havalar aşırı sıcak. N’apak hafta sonu? Kısa bir gezinti yapak.
Dedim, “Yaaa çok ayıp oldu, binlerce yıldır Titus Tünelleri burnumuzun dibinde bizi bekliyor. Hiç gitmedik daha. Oraya gidek mi?”
” Haydin gidek ” dendi. Yolda yeşil sulak bir yer bulur oturur kahvaltımızı ederik sonra Hıdırbey köyüne giderik ordan da Çevlik Sahili ve Titüs Tünellerine, diye karar verdik.
Günlerden Pazar. İki Kırıkhanlı, bir Eskişehirli üç aile, çoluk çocuk iki arabaya tıkıştık, kahvaltılıkları da bagajlara tıkıştırdık. İskenderun’dan sabah erkenden “Ya Allah” ettik, çıktık yola.
Gugıl emmimin haritasına, levhalara baka baka vardık Samandağ merkeze. Aha yanlış yerden döndük, kornalar vesaire derken, Hıdırbey yolunu bulduk. Musa dağında yollar ulaşım için oldukça iyi. Türkiye’nin tek Ermeni Köyü olan Vakıflı’nın içinden geçtik. Tabii yol kenarlarında kahvaltı yapacak yer bakıştırmaya başladık.
Hıdırbey’in içi araba ve insan kaynıyor. Ayrıca pancar motorlu arabamsı şeyler de dolanıyor.
Şöyle sessiz sakin bir yer bulup oraya oturak dedik, yakınlarda bulamadık, yolu takip ederekten taşlık, vadi manzaralı bir yer bulduk. Elinizin artığı, kahvaltımızı yaptık cümbür cemaat.
Valla bravo. Adamlar dağın eteklerine kayaları dize dize düzlük arazi elde etmişler, üstüne de zeytin ağaçlarını dikmişler. Karnımız doyunca turistik !? gezimize başladık.
Hıdırbey’deki Musa Ağacı’nda resimler çekindik, su kuyruğuna girip Ab-ı Hayat suyundan içebildiğimiz kadar içtik.
Öğlen sıcaklarına denk geldik. Bindik arabalara doğru Çevlik Sahiline. Yolda Caretta Caretta kaplumbağalarına bakarık dedik ama, yok arabadan bile inmedik, dosdoğru Titus Tünellerine sürdük.
Arabaları park ettikten sonra, Kültür Bakanlığı’nın personeli tarafından bilet kesilen yere gittik. Adam başı 10 küsür lira bilet parası istendi, öğretmene bedava, şuna bedava, falana bedava. Bize? parayla…
Allah’tan şapka aldıydım yanıma. Yürü babam yürü. Titus Tünelleri, Beşikli Mağara yön levhalarını geçtik. Meğersem orası aynı zamanda doğa yürüyüşlerinin güzergahıymış. Gerçekten yürüyüş “patika” yollar çok güzel düzenlenmiş.
Titüs Tünellerine erkeklerin kundura, bayanların topuklu ayakkabı ile girmeleri yasaklanmalı o kapıdaki Kültür Bakanlığı personelince. Git gidebildiğin kadar tünellerin içinde ama zemin taşlık ve ıslak. Kayıp düşmemek için özen göstermek gerek.
“Gelmişken Beşikli Mağaraya’da gidek” dendi ve oraya yöneldik. Tabii tek engel sıcak ve aşırı su kaybı. Mağaraların içi ve dışında asırlar öncesi hayatın izlerine şahit olmak farklı bir duygu. Nice kavimler gelmiş geçmiş dedirtiyor insana. Tabii hatıra fotoğrafları çektirmek te gerek arada bir bakmak için.
Tünel ve mağara gezimizi tamamlayınca Çevlik Sahiline gitmeye karar verdik.
Çevlik Sahilinde Hazreti Musa Aleyhisselam ve Hazreti Hızır Aleyhisselam’ın buluştukları ve Kur’an-ı Kerim’de Kehf Suresi 60-64. ayetlerde geçen, içinde dualar edilen yeri de ziyaret ederek Samandağ’daki kısa gezintimizi bitirdik.
Tavsiye ediyorum, kesinlikle, ama kesinlikle Samandağ’a gidip o tarihi yerleri görmek gerek. Samandağ’a çok sıcak aylarda gitmemeli, şapka takmalı, oldukça rahat kıyafet giyinmeli ve kundura, topuklu ayakkabı, terlik’ten uzak durulmalı, ergonomik yürüyüş ayakkabıları ile yürünmeli.